A+ bile bulunamıyor! Üç günlük kan stoku kaldı
TÜRK Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, ulusal kan stokunun taban düzeyin altına düştüğünü belirterek, “Büyük bir sarsıntı yaşadık. 2 aylık bir kesinti oldu. Bugün sabaha 20 bin 600 ünite kanla başladık. Yani 3 günlük kan stokumuz var diyebiliriz” dedi.
Hem acil kan muhtaçlığı olan hastalar için Türkiye’nin her yerinden gönüllüleri organize eden, hem de nizamlı donörlerin kan bağışında bulunmasını teşvik ederek bu alanda uzun yıllar emek veren Kan Gönüllüleri Derneği Eski Başkanı Sema Savaş ile çocukluk çağı kanserlerin tedavisini gerçekleştiren Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın da çok kritik ihtarlarda bulundu. Olağanda ülkemizde en çok bulunan A müspet, 0 olumlu üzere kan kümelerinde bile külfet yaşanmaya başlandığını kaydeden uzmanlar, tenkit ya da yansıların kan bağışı aksiyonundan başka tutulması gerektiğini, herkesin her an acil kana muhtaçlığı olabileceğini ve bu durumdan en çok hastaların ziyan gördüğünü kaydetti.
Türk Kızılay Kan Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Saim Kerman, kurumun toplumsal medyada yapmış olduğu, “Ulusal kan stoklarımız minimum düzeyin altına düşmüştür” davetine ait açıklamalarda bulundu. Dr. Kerman, Türkiye’nin minimum kritik stokunun 52 bin ünite olduğunu söyleyerek, kan bağışındaki azalmayı Ramazan’a ve sarsıntılara bağladı. Kerman “Her yıl ramazan ayında rutin olarak ve ayrıyeten temmuz, ağustos aylarında bizim kan stokumuz bilhassa düşmeye başlıyor” dedi.
‘POTANSİYEL KAN BAĞIŞÇILARIMIZA KAYBETTİK’
Ayrıca 6 Şubat’ta Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli iki büyük sarsıntının yaşandığına dikkat çeken Dr. Kerman, “Çok büyük yıkım gerçekleşti birçok vilayetimizde ve biz potansiyel kan bağışçılarımıza kaybettik. Tıpkı vakitte bölgede yaşayan çalışanımız de depremzede pozisyonuna geldiler” diye konuştu.
‘GÜNLÜK BİNDEN FAZLA KAN BAĞIŞI KAYBIMIZ VAR’
Türk Kızılay’ın 18 bölgeden aylık bazda 300 bin ünite kan bağışı aldığını belirten Dr. Kerman, “Her bölgemizin yaklaşık 1500 ünitelik kan kaybını yaşadığını rahatlıkla söyleyebilirim” diye konuştu. Adana, çok büyük bir bölge, burada kayıp daha fazla. Malatya daha küçük bir bölge. Antep çok büyük bir bölge ve nihayet Diyarbakır epeyce büyük değerli bir nüfusa sahip. Bu bölgedeki yaşayan çalışanlarımızın da devreden çıkmasıyla günlük binden fazla kaybımız olmaya başladı. Bu kaybı öteki bölgelerden telafi etmekten öteki bahtımız yok” tabirlerini kullandı.
‘KAN FİYATI KELAM KONUSU DEĞİL’
Dr. Kerman, Türk Kızılay’ın kan satışı yaptığına dair tezlerle ilgili de “Devletimiz 2007 yılında çıkarmış olduğu kanunla birlikte şahsa kan satışlarını kaldırmıştır. Artık toplumsal güvenlik kurumunun ödeme yapmasından öteki bir formül kelam konusu değil” diye konuştu.
Bazen kendilerine de hastanelerde Türk Kızılay’a gönderilmek üzere kan karşılığı para talep edildiğine ait ihbarların geldiğini belirten Dr. Kerman, “Bu kanunda da toplumsal güvenlik bildirisinde de çok net bir biçimde yasaklanmış bir karardır. Kan bileşenlerinden hiçbir halde ne isim altında olursa olsun farkı talep edilemez. Bunu biz duyduğumuzda vakit mutlak suretle bakanlığımıza yazılı şikayette bulunuyoruz. Bu da bir davetimiz olsun; şayet rastgele bir hastaneden kendilerine Kızılay’a ulaştırılmak üzere kan parası talebi yapılıyorsa lütfen bunu bir ihbar haline getirsinler” sözlerini kullandı.
