CHP heyeti: Sağlık Bakanı görevden alınıp yargılanmalı

Bebeklerin vefatına neden olan Yenidoğan çetesinin Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki birinci duruşması öncesi CHP heyeti adliye önünde açıklama yaptı. CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, Sıhhat Bakanlığı’nın daha evvel harekete geçmemesini eleştirerek “Siz, daha bu işler birinci başladığında kontrolünüzü yapıp, en azından kontrol sonuçlarına kadar bu hastaneleri kapatsaydınız bu çete bu kadar cinayeti işleyemeyecekti. Sosyal Güvenlik Kurumu, daha geçen aya kadar bu çeteye para ödemeye devam etti. İşte bu cinayet zincirinin sürüp gitmesinin nedeni budur” dedi.

 

CHP Genel Lider Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ise Sıhhat Bakanı Kemal Memişoğlu’nun bu davada birinci dereceden sorumlu olduğunu, vazifeden alınarak yargılanması gerektiğini savundu. 

“Yenidoğan çetesi” olarak nitelendirilen ve 112 Acil Davet Merkezi’nde çalışan şahıslarla ortak hareket ederek bebek acil hastaları evvelce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip vefatlarına neden oldukları öne sürülen 22’si tutuklu 47 sanık, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün birinci kere hakim karşısına çıkıyor.

Duruşma öncesi CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, CHP Genel Lider Yardımcıları Gamze Taşcıer, Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer ve CHP Samsun Milletvekili Murat Çam’dan oluşan CHP heyeti adliye önünde açıklama yaptı.

“TÜRKİYE AYAĞA KALKINCA HASTANELERİ KAPATMAK AKILLARINA GELDİ”

Davayı sonuna kadar takip edeceklerini söyleyen CHP Küme Başkanvekili Murat Buyruk, şunları kaydetti:

-Burada 47 sanık yargılanacak fakat bu olay 47 sanıkla hudutlu değil. Burada iki doktor bir ambulans görevlisi ve onlarla birlikte çalışan hemşireler, sıhhat çalışanları ve sıhhat çalışanı olmayan bireyler yargılanacaklar. Fakat burada ağır bir sistem sorunu var.

“SKANDALLAR ZİNCİRİ”

Başından başlayarak neresinden tutsanız elinize gelen bir skandallar zinciri var. Sağlık Bakanlığı denetim görevini yapmamış, bu olayların başlamasıyla birlikte harekete geçmemiş, yalnızca mali şubeye bildirmişler ve bununla yetinmişler. Ve bu müddette, bu soruşturmalar yapılırken Sağlık Bakanlığı denetim görevini çok geç yapmış. Soruşturma belgesinden anlıyoruz ki 8-9 ay sonra ani denetlemeler yapmışlar, orada da bir şeye rastlayamamışlar. Yani Sağlık Bakanlığı seyretmiş ve Sağlık Bakanlığı seyrederken Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığına, SGK’ya da bildirimde bulunmamışlar. SGK da çatır çatır para ödemeye devam etmiş. Polis, teknik takibe almış, teknik takip ikinci vefattan sonra başlamış. Üçüncü vefat olduğu anda Sıhhat Bakanlığı’nın, yargının çabucak müdahale edip, durdurup gerekli süreçleri yapması gerekirken bu süreçler yapılmadığı için 8 yavrumuz daha ölmüş ve çok daha çarpıcı olanı, bu hastaneler, ikisi hariç sekizi daha geçen ay kapatıldı. Yani Türkiye halkı ayağa kalkınca, bu cinayetler zinciri ortaya çıkınca hastaneleri kapatmak akıllarına geldi.” 

“SUÇ ÇETESİNE ART ÇIKANLAR BİRİNCİ DERECEDEN SUÇLU”

Sağlık Bakanlığı’nın daha evvelce harakete geçmemesini eleştiren Emir, “Sağlık Bakanı bunlar para almak için ihmal ettiler diyor. Olayı küçümsemeye çalışıyor. Olayı geçiştirmeye çalışıyor. Lakin siz daha bu işler birinci başladığında kontrolünüzü yapıp, en azından kontrol sonuçlarına kadar bu hastaneleri kapatsaydınız bu çete bu kadar cinayeti işleyemeyecekti. Sosyal Güvenlik Kurumu, daha geçen aya kadar bu çeteye para ödemeye devam etti. Bu hastanelere para ödemeye devam etti. İşte bu cinayet zincirinin sürüp gitmesinin nedeni budur. Dolayısıyla burada Sağlık Bakanı, zamanın İl Sağlık Müdürü, ilgililer, denetlemeyenler, görevlerini yapmayanlar onlara çatır çatır para ödemeye devam edenler ve bu cürüm çetesine bu biçimiyle art çıkanlar birinci dereceden suçludur” diye konuştu.

“BUZDAĞININ ALTINDA BÜYÜK SKANDALLAR VAR”

“Bu çetenin bir uzantısı, bir savcıyı makamında tehdit edecek kadar cesaretlenmiştir bu ülkede” diyen Buyruk, “Bu şahıslara bu cüreti kim vermiştir? Elbette başta Sağlık Bakanı vermiştir. Gitmiştir o hastaneleri, soruşturulan hastaneleri tek tek ziyaret etmiştir. Sırtlarını sıvazlamıştır, arkadaşım demiştir. Kapatmak aklına gelmemiştir. Hasebiyle 47 sanıkla olmaz. Bu, buzdağının yalnızca görünen kısmıdır. Bu buzdağının altında büyük skandallar var. Olayı geçiştirmeye, küçümsemeye, azaltmaya çalışmasınlar. Tüm Türkiye’nin gözü burada. Ve biliyoruz ki sıhhati piyasalaştıran, sıhhati kontrolsüz özele açan özel hastaneleri olması gerektiği üzere denetlemeyen hata işleyeni yargılamayan, cürüm işleyen hastaneyi anında kapatmayan, cürüm işleyen hastaneye para ödemeye devam eden bu sistem bu cinayetlerin birinci derecede sorumlusudur” sözlerini kullandı.

“BU ÜLKEDE KİMSENİN CAN GÜVENLİĞİ YOK”

CHP Genel Lider Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ise şöyle konuştu: 

“Bugün Yenidoğan Çetesi tarafından canice katledilen bebeklerimizin davasını takip etmek üzere Bakırköy Adliyesi’ndeyiz. 19 özel hastanede SGK’yı dolandırmak maksadıyla kurulan çete eliyle 10 bebeğimiz katledilmiştir. Bu dava ile ortaya çıkan olay ülkede çürüyen, kokuşan sistemin yenidoğan yavrularımıza uzanan elidir. Artık bu ülkede kimsenin sıhhat güvenliği, can güvenliği yoktur.

Sağlık Bakanının vilayet sıhhat müdürü olarak görev yaptığı mühlet boyunca 19 özel hastanede yuvalanan çete savunmasız suçsuz yavrularımızı gaye alarak canına kast etmiştir. Burada iddianameye yansıyan 10 bebeğin hayatını kaybettiğidir. İddianameye yansıyan buzdağının görünen kısmıdır. Çete faaliyetlerinin yıllar içinde süregeldiği bize gelen müracaatlardan anlaşılmaktadır. Yıllar içinde bu hastanelerde doğan ve sakatlanan, hayatını kaybeden bebeklerin ailelerinden bize ihbarlar gelmektedir. 2018 yılında bu hastanelerde çalışmaya başlayan hemşirelerin çeteyi fark ederek istifa ettiği ve Sıhhat Bakanlığına ihbarda bulunduğu basına yansımıştır.

“YOĞUN BAKIMLARDA OLAN BİTENİ BİLMİYORUZ”

Yıllardır bu çete tarafından kaç bebeğimiz katledilmiştir? Kaç bebeğimiz sakat kalmıştır, bunun hesabını bilmiyoruz. Bugün İstanbul’da özel hastane sayısı kamu hastanelerinin iki katıdır. Ülkemizde yenidoğan ağır bakım yataklarının yarıdan fazlası özel hastanelerdedir. Özel hastane servisleri yasa ve yönetmeliklere karşıt olarak kiraya verilmekte, ne olduğu bilinmeyen şirketler tarafından işletilmektedir. Bugün yenidoğan ağır bakımlarında işlenen hatalar, cinayetler gözler önüne serilmiştir. Öteki servislerde, yetişkin ağır bakımlarında olan biteni bilmiyoruz.

“SAĞLIK BAKANLIĞI YETKİLİLERİ GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLEREK YARGILANMALI”

Bugün burada 22’si tutuklu 47 çete üyesinin yargılandığı davayı takip edeceğiz. Ancak bu kâfi değildir. Bu şehrin 19 hastanesinde göz nazaran göre çete faaliyetlerine müsaade veren ve bebeklerimizin hayatını kaybetmesine neden olan kamu vazifelileri, Sıhhat Bakanlığı yetkilileri, il sağlık müdürlüğü yetkilileri bu davada yoktur. Bu davada iddianamede yer almamaktadır. Burada hatalı, faal bir formda bu hastanelerini denetlemeyen il sağlık müdürlüğü yetkilileridir, Sıhhat Bakanlığı yetkilileridir ve vazifeden el çektirilerek yargılanmalıdır. Burada hatalı, SGK yıllardır yağmalanırken buna göz yuman SGK yetkilileridir ve vazifeden alınarak yargılanmalıdır.

“SAĞLIK BAKANI İSTİFA ETMELİ”

Bu davada bir tane bile kamu vazifelisi yoktur ve temel olarak yargılanması gerekenler de bu kabahatlere göz yumanlardır. Vilayet Sıhhat Müdürü olarak 2016 yılından beri 8 yıl müddetle İstanbul sıhhatini yöneten şu anki Sayın Bakan Kemal Memişoğlu bu davada birinci elden sorumludur ve bir an evvel istifa etmeli ya da misyondan el çektirilmelidir. Şu durumda 85 milyon insanımızın sıhhat güvenliği, can güvenliği tehlikededir. Bunun üzere  o periyotta görevli olan Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin pek birden fazla hala misyondadır. Müdürlükte ve Bakanlıkta aktif pozisyonda misyon yapmaktadırlar. Bu davanın selameti için bir an evvel bu yetkililer misyondan alınmalı ve yargılanmalıdır. Sağlık Bakanı istifa etmeli ve yargılanmalıdır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu davanın sonuna kadar takipçisiyiz. Müdahalelik talebimiz de mevcut ve bebeklerimizin adaleti için buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Ve sonuna kadar da adaleti savunacağız. Bebeklerimizin can güvenliğini ve adaletini savunacağız. Bu ülkede her vatandaşımızın sıhhat hakkını sonuna kadar savunmaya da devam edeceğiz.”