Erdoğan’dan Hiranur Vakfı’ndaki istismar hakkında açıklama: En başından itibaren tüm kurumlarımız gerekli takipleri yapmıştır

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’da ‘Kadın Emeği Tepesi’nde konuşuyor. 

Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:

“Kadınlarımızın hayata geçirdiğimiz tüm ıslahatlarda emeği ve katkısı var. Türkiye yüzyılını da sizlerle kuracağız. 

Hazine takviyeli kefalet sistemiyle firmalara tahsis edilen kredilerin 200 milyar liralık kaynakla daha faal kullanımını sağlayacak yeni bir adım attık. Fatura iptallerinden kaynaklanacak meseleleri çözecek formülleri devreye alarak sistemin aktifliğini artırıyoruz. Kâfi teminata sahip olmayan fakat kredibilitesi yüksek olan firmalara en az yüzde 75 oranında Hazine dayanaklı kefalet sağlıyoruz. Bayan girişimcilerimize ve bayan kooperatiflerine de 2 milyar liralık kefalet paketi tahsis ettik. 

Kadınlarımıza her alanda müspet ayrımcılık yaparak onların güçlerini ve emeklerini hayalleriyle buluşturmaya ehemmiyet veriyoruz. Ailesine kol kanat geren bayanlarımızın üretimdeki muvaffakiyetleri ile ülkelerinin kalkınmasına daha çok omuz vereceklerinden kuşku duymuyorum. Bayanı yaradılışından gelen zenginliklerinden soyutlayıp bir meta haline getirmek isteyenlere verilecek en hoş yanıt da bu. 

Kadınları dışlayan, yok sayan bir toplum; gücünün yarısından vazgeçmiş demektir. Türkiye olarak bizim bu türlü bir lüksümüz, kısır niyetimiz olamaz. Bizim erkeği ile bayanı ile genci ile yaşlısı ile engellesi ile her vatandaşımızın gücüne, katkısına, birikimine muhtaçlığımız var. AK Parti’yi kurarken toplumun istisnasız tüm bölümlerine ulaşacak teşkilatlanma yapısı oluşturduk. Türkiye’nin siyasi hareketleri içinde; bayan kolları bizim üzere güçlü olan bir parti yok. Sorun bu muhalefete; sizin bayan vekil sayınız kaç, bayan üye sayınız kaç, hepsi patır patır dökülüyor. Bu türlü bir sıkıntıları yok. Bayanın yer almadığı bir siyasi hareket yok olmaya mahkumdur.

Geçmişte ülkemizde kelamda çağdaşlık, çağdaşlık argümanıyla bayanlarımızı inançlarından, kıyafetlerinden, cinsiyetlerinden ötürü dışlayan bir zihniyetin biz bu ülkede nobranlıklarına şahit olduk. Okullara, iş yerlerine sokulmayan bayanların göz yaşları bile bu tek parti artığı faşistlerin yüreklerini yumuşatmaya yetmemişti. AK Parti’nin demokrasi ıslahatları sayesinde bu günleri geride bıraktık. Geçen aylarda bir gece yarısı görüntüsüyle yine gündeme getirilen başörtüsü ile ilgili yasak düzenleme teklifi hepimize tekrar o günleri hatırlattı. Üstelik bu tartışma vesilesi ile gördük ki, birileri hala o karanlık devrin hasreti ile yanıp tutuşuyor. Biz de Anayasa seviyesinde çözecek bir teklifte bulunduk. Teklifimizi evvel Meclis’te kümesi bulanan partilere götürdük. Kayda kıymet bir dönüş alamadık, Cumhur İttifakı vekilleri ile Meclis’e sunduk. Meclis’teki komite ve genel konsey süreçlerini bekliyoruz. Kimlerin bayan haklarının istismarcısı olduğu, kimlerin bayanların haklarına içtenlikle sahip çıktığı, bu süreçte muhakkak olacak.

Bu süreçte yeni bir istismar konusu ortaya atılmış; uzun müddettir idari ve hukuksal takibi yapılan konu bir anda ülkenin gündemine öne çıkartılmıştır. Biz hiçbir vakit; kız evladımızın fiziki ve ruhi olgunluğa erişmeden, hukuksal olarak reşit hale gelmeden evlendirilmesini tasvip etmedik, etmiyoruz. Kendi aile hayatımızda da zati bunun bir örneği yok. Çocuk yaşta cinsel istismar ne İslami ne insani olarak kabul edilebilecek bir davranış değiltir. Gündeme gelen hadise konusunda da en başından itibaren tüm kurumlarımız gerekli takipleri yapmış, süreçleri hassasiyetle işletmiştir.

Ülkemizde küçük yaşta evlilikle ilgili düşünceler maalesef evvelden beri yaşanıyor. Fakat son periyotta çok istisnai dışında sorun kıymetli ölçüde çözülmüştür. Öbür meseleler yaşamaya başladık bu ortada. Toplumsal medya başta olmak üzere internet mecralarının; televizyonlardaki kimi programların tesiri ile çocuk yaştaki evlatlarımızın görünüşlerinden öbür beşerlerle münasebetlerine kadar her alanda önemli savrulmalar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Bu sancılı durum ülkemizin her köşesine yayılıyor. Çocuk gelin sıkıntısını çözen Türkiye, çocukların daha büyük bir felaketlerin kucağına itildiği bir öbür tehditle karşı karşıyadır. Muhalefetin geneline sesleniyorum; Kandil’in hesabını bugüne kadar sordunuz mu! Diyarbakır anneleri hangi partinin kapısında çok vakittir ağlıyor! Kandil’de 10-15 yaşlarındaki kız çocuklarını kaçıranlar kimler? Sizin dirsek dirseğe yürüdüğünüz partinin mensupları değil m? PKK’nın parlamentodaki uzantıları değil mi? Bay Kemal, senin bunlara söyleyecek bir kelamın oldu mu? En ufak bir şey söyledin mi? Bir defa git de şu Diyarbakır annelerine geçmiş olsun de ya!