İyi Partili Fahrettin Yokuş, Meclis’teki yumruklu kavga anını anlattı: Kavga eden, saldırgan vekiller Tayyip Bey’den itibar görüyor!

İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’te yaşanan yumruklu akın anını anlattı. “Siyasi iktidar gerginlikten besleniyor. Herkesi korkutup yıldırmak için ellerinden gelini yapıyorlar” diyen Yokuş, “Geçmişte de bunlar oluyordu lakin bugün bizim anladığımız şu; burada arbede eden, sesini daha çok çıkaran, bağıran, saldıran milletvekilleri Tayyip Beyefendi tarafından daha çok prestij görüyor” dedi.

Yokuş, “Bunlar planlı, işin içine tehdit için mafya babaları giriyor, bunları da yaşıyoruz. Yani Türkiye gitgide tek adam idaresinde Meclis’in de iradesinin, muhalefet iradesinin büsbütün yok edildiği, dozu gitgide artan baskıcı bir rejime hakikat gidiyor. Seçim yaklaştıkça muhakkak ki dozajını daha da arttıracaklar. İstiyorlar ki; dehşetle, yıldırarak insanları tekrar denetim altına alalım, tekrar iktidarımızı sürdürelim, şatafatımızı sürdürelim” değerlendirmesini yaptı.

Aldığı kınama ve kamuoyuna yansıyan fotoğraf hakkında konuşan Yokuş, “O fotoğrafta burun sıkan el bana ilişkin değil, olayda ayırmaya çalışmak dışında hiçbir dahlim yok” diye konuştu. Yokuş, “AKP Küme Başkanvekili Bülent Beyefendiye ‘Benim hiçbir kelamım yok, bu kayıtlarda da görülüyor, yapmayın’ dedim ancak esasen hengameyi organize eden birebir kişi, işin başında Bülent Turan var, bilerek başlatan AKP Küme Başkanvekilinin kendisi, onun gerisinden Alpay Özalan ve Zafer Işık geliyor” dedi.

Salı günü Âlâ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz Meclis Genel Konseyi’nde konuşurken AKP’li milletvekillerinin müdahalesiyle çıkan hengamede, AKP Milletvekili Zafer Işık yumruk atarak Yeterli Partili Hüseyin Örs’ü yaraladı. Başında şişlik, belinde incinme olduğu ve kalp pili yerinden çıktığı için hastanede tedaviye alınan Örs’ün ağır bakımda kalbi durdu. Meclis’teki hengamenin içinde bulunan Uygun Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Sözcü müellifi Ruhat Mengü’ye o anları şöyle anlattı:

“Maalesef sık sık oluyor ve bu sataşmalar ortamı geriyor ve gitgide de son günlerde dozu artıyor. Ümit Beyaz konuşuyordu ve kürsüye yürüdüler, bakın kürsüye yürümek, kürsüde konuşana müdahale etmek burada Meclis içinde en son yapılacak iştir. Olay kürsü dokunulmazlığına atakla başladı esasen ve devamında da biz ‘Arkadaşımıza bunu neden yapıyorsunuz’ dediğimizde daha da saldırganlaştılar ve orada Hüseyin Beyefendisi yumrukladılar. Hüseyin Beyefendi kimseyi incitmeyen çok saygın biridir.”

Yokuş, “Aslında Ümit Beyefendiye müdahale öncesi Ak Partililer küme başkanvekillerinin konuşmaları üzerine CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel Beyefendi bir açıklama yaparken ona laf atmışlardı, bu devam etti gitti Ümit Beyin üstünde patladı. Aslında kimse kimseye bir şey söylememişti lakin onu da konuşturmak istemediler. Bir evvelki gün de diğer gerginlikler olmuştu, bu güzellerine gitmiş olmalı ki gerginliği sürdürmek ve konuşmaları engellemek istediler, sonuçta da saldırdılar” görüşünü söz etti.

“Geçmişte de bunlar oluyordu fakat bugün bizim anladığımız şu; burada arbede eden, sesini daha çok çıkaran, bağıran, saldıran milletvekilleri Tayyip Beyefendi tarafından daha çok prestij görüyor. Kulislerde uzun müddettir dolaşan konuşmalarda, ‘AK Parti Kümesi’nin gereğince ses çıkarmadığı’ konusunda Tayyip Bey’in tenkitlerinin olduğu söyleniyordu. Biz bunu yaşayarak görüyoruz, zira burada sesini yükselten vekillerin ya da Ak Parti yöneticilerinin güya görücüye çıkmış, saraya yaranma, parti tabanında daha fazla ilgi görme algısını görüyoruz zaten” çıkarımını yapan Yokuş, kelamlarına şöyle devam etti:

“Alpay Özalan diye eski futbolcu bir arkadaş var, güya buranın kabadayısı, her olayda o var”

“Partinin Küme yöneticileri olağanda sesini yükselten yahut çok giden milletvekillerini teskin etmek, durdurmak yerine bunları yapmıyorlar, tam aykırısını yapıyor ve kendileri de şahsen olayların içine giriyorlar. Bugün de yaşanan birebir şeydi. Mesela tartışmanın bir tarafında yeniden Ak Parti Küme Başkanvekili vardı, bu türlü bir durum var. Burada Ak Partililer parti tabanına, Cumhurbaşkanı’na imaj verebilmek için bunu yapıyorlar ancak burada birtakım milletvekilleri var, mesela Alpay Özalan diye eski futbolcu bir arkadaş var, güya buranın kabadayısı, her olayda o var, bugün de olayın içinde vardı. Her yerde kürsüye yürüyen, haddini aşmış, denetimden çıkmış bir arkadaş, bu arbedede da çabucak ortaya çıktı ve koşarak geldi, arbedeye karıştı. Yani, burada gerginlik üzerinden beslenen bir siyasi iktidarın halini görüyoruz.”

“İşin içine tehdit için mafya babaları giriyor, bunları da yaşıyoruz”

“Tahammülsüz, muhalefeti aşağılayan, ‘20 yıldır bu millet bize yetki veriyor, berbat olsak vermez, devlet bizim, siz kim oluyorsunuz’ diyen bir iktidar, toplantılarda bunu yaşıyoruz” diyerek genel bir problemden bahseden Yokuş, kelamlarının devamında şu tenkitleri getirdi:

“Ak Parti iktidarı kendini ‘devlet’ olarak görüyor. Biz onlara şunu söylüyoruz; ‘Kardeşim, siz süreksiz olarak bu misyonu yapıyorsunuz, sizden evvel de bu devleti yönetenler vardı, siz devletin sahibi değilsiniz’ fakat bunlar bize tıpkı Tayyip Bey’in ‘Benim valim, benim milletvekilim, benim bilmem kimim’ tabirleriyle bize ‘Bu devlet bizim’ diyorlar. ‘Bu devletin her şeyi biziz, biz ne istersek onu yaparız, herkes bize biat etmek zorunda’ üzere bir anlayışla Meclis’te daima dayatma yapıyorlar. İstiyorlar ki burada kimse Ak Parti’yi eleştirmesin, kimse eksiklerini, yanlışlarını söylemesin, sayısal güçlerini de kullanarak maalesef zorbalığa kadar işi götürüyorlar.

Zaten Cumhur İttifakı’nın bileşenleri, her iki başkan her gün küme toplantılarında bir yerleri tehdit ediyorlar, bu tehditlerin sonucu bugün birtakım mağazalara akınlar var, hepimiz görüyoruz.

Bunlar planlı, işin içine tehdit için mafya babaları giriyor, bunları da yaşıyoruz. Yani Türkiye gitgide tek adam idaresinde Meclis’in de iradesinin, muhalefet iradesinin büsbütün yok edildiği, dozu gitgide artan baskıcı bir rejime gerçek gidiyor. Seçim yaklaştıkça muhakkak ki dozajını daha da arttıracaklar. İstiyorlar ki; dehşetle, yıldırarak insanları tekrar denetim altına alalım, tekrar iktidarımızı sürdürelim, şatafatımızı sürdürelim.”

“Planlı bir gerginlik siyaseti arttırılarak devam ediyor, kaybetme korkusu içindeler”

“Ak Parti Genel Merkezi ve Genel Lideri tarafından –açıkça söylüyorum- planlı bir gerginlik siyaseti arttırılarak devam ediyor. Yani, kaybetme korkusu içerisinde kendilerinden olmayan, kendileri üzere düşünmeyen herkesi tehdit etmeye başladılar, herkesi korkutup yıldırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar” diyen Yokuş, “Yani tabiri caizse Meclis’te bize kelam hakkını bırakın su, ekmek bile vermeyecekler. O kadar agresif, o kadar saldırgan bir tutum içindeler lakin biz bunları sağduyuyla aşacağız. Atakta arkadaşımız çok önemli bir hayati tehlike yaşadı, aldığı darbe yüzünden kalp pili yerinden çıktı, çok şükür atlattı lakin atlatamayabilirdi. Bunları yaşıyoruz. Temennimiz bundan sonra yaşamayalım fakat biz ümitvar değiliz, zira Ak Parti kümesi Tayyip Erdoğan’a yaranmak için burada akınlarına bundan sonra da devam edecek telaşı içindeyiz” tabirlerini kullandı.

“O fotoğrafta burun sıkan el bana ilişkin değil, olayda ayırmaya çalışmak dışında hiçbir dahlim yok”

Yokuş, “Size de hengame sırasındaki sözlerinizden ötürü kınama cezası verilmiş, bir de fotoğraf vardı Hüseyin Örs’ü kurtarmak isterken mi yumruk atan AKP milletvekilinin burnunu sıktınız?” sorusuna, “O fotoğrafta burun sıkan el bana ilişkin değil, olayda ayırmaya çalışmak dışında hiçbir dahlim yok.” Diye cevap verdi.

“İşin başında Bülent Turan var, bilerek başlatan AKP Küme Başkanvekilinin kendisi”

Yokuş şöyle devam etti:

“AKP Küme Başkanvekili Bülent Beyefendiye ‘Benim hiçbir kelamım yok, bu kayıtlarda da görülüyor, yapmayın’ dedim lakin esasen arbedeyi organize eden birebir kişi, işin başında Bülent Turan var, bilerek başlatan AKP Küme Başkanvekilinin kendisi, onun gerisinden Alpay Özalan ve Zafer Işık geliyor. Onlar oy vermeden kendi adamlarına ceza verilemiyor, hiç değilse YETERLİ Parti’den de birine ceza verilmiş olsun, yalnızca kendilerinin hatalı olduğu ortaya çıkmasın diye bana ceza verildi. Düşünün, ‘Adalet Bakanlığı’ bütçesi konuşulurken iç tüzük ihlal ediliyor ve adaletsiz halde bana kınama veriliyor. Baştan sona tümüyle utanç verici bir olay yaşandı.”