Çadır yok dağıtım yok satış var

Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın Yeni Bir Sabah programına bağlanan gazeteci Murat Ağırel, gündeme bomba üzere düşen, Kızılay’ın çadır skandalının detaylarını anlattı.

Ağırel Kızılay’ın “Sahada bulunan kuruluşlar yardımlarını Kızılay’dan alıyormuş. Bunu biliyordum tekrar doğrulatmak için Kızılay’a sordum” diye konuştu.

Ağırel “Kızılay çadır satıyor diye duyum aldım. Ben bu haberin yanlış çıkması için gayret ettim. Kızılay yetkililerine durumu sordum. Kızılay resmi yazıyla doğruladı. Ahbap doğruladı. Bunun üzerine haberi yaptım” dedi.

Depremzedelerin çadıra ulaşamadığını fotoğrafla anlattı: “Depremin birinci günü Antep Nurdağı burası. Çocukların ayağında ayakkabı yok. Sığınacak yer yok, çadır yok. Yağmur yağıyor, yalın ayak yürüyor bu beşerler. İkinci gün, üçüncü gün de yoktu.”

Ağırel’in konuşması şöyle:
“Kızılay elinde belli bir stok çadır bulundurmak zorunda. Hatay’daki deposu 2 yıl öncesine kadar ağzına kadar doluydu. Biz bu çadırları Suriye’ye gönderdik. 200 bin çadır oraya gönderildi.

Artı yalnızca çadır değil briket konutlar yapıldı, konteynerler gitti. AFAD Kızılay’a başvuruyor, Kızılay 40 bin çadır veriyor birinci başta, sonra 10-15 bin daha olmak üzere toplamda 55 bine yakın çadırı teslim ediyor. Var olan çadırlardan Ahbap da talep ediyor. Maliyetine ödemesini yapıyor, çadırlar Ahbap’a gönderilmek üzere yola çıkıyor. Afet vakti çadır aldık biz.

Haberden sonra olay doğrulatılınca olayın şokunu yaşadı. Herkesin içinde acı oldu. Güvenmeye çok gereksinimimiz var. Beşerler güvenebileceği bir liman arıyor. Kızılay’ın tertip şemasında belirtilen şey yegane Tük milletinin yanında olmak güç durumunda.

Her afette zelzelede, selde yangında başımızı çevirdiğimizde Kızılay’ı görmeye alışkınız. Sonrasında değişikliklere uğradı Kızılay. 2016 Nisan ayında şubelerinin 750 şubeden 600’ü kapatıldı. Kapatılan şubelerin liderleri delege idi. Kurumu ayakta tutan bireylerdi, bunlar kapatıldı. Üyeler mahkemeye gitti. Mahkeme kayyum atadı. Şu anda 251 şubesi var. Sonra Kızılay holding oldu. Yasal olarak holding oldu. Kızılay çadır teşebbüsü de limited oldu.

46 milyon TL’yi bölünce 20 bin küsur bin liraya bir çadır geliyor. Kriz anından kar üretmek ticari faaliyet için elzemdir. Fakat Türk milletinin enkaz altında kaldığı periyotta Kızılay üzere derneğin para ticaretine girmesi kabul edilebilir bir durum değil. Dün prestijiyle Kerem Kınık’ın istifa etmesi gerekiyor.
Şu anda çadır yok. Çadır gereksinimi var. Çadırların içinde 20-25 kişi kalmaya başlamışlar. Kırsala gidildikçe çadır gereksinimi artıyor. Eşit ve adaletsiz bir dağıtım var. Adamın villası var, bahçesinde çadır var. Onun ailesi pahalı, bu ülkeye vergisini veren halk bedelsiz.”

“Deprem olmadan evvel Maraş’ta, Hatay’da raporlar hazırlandı. Hatay’da yapılan berbat senaryoda 42 bin yurttaşın öleceği öngörülmüş. Bununla ilgili hazırlık yapılması lazımdı. Elinizde o bölgeler için nüfusun yüzde 10’u kadar çadır olmalı. Güç değil. Bunun için yardım topluyorsunuz siz. Biz gazeteciler olarak Kızılay’ı denetleyemiyoruz.”

‘Kronik hastalığı olan çocuk donarak öldü’

Halk TV muhabiri Fırat Fıstık ise Hatay’dan canlı yayına bağlanarak CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal’la bölgedeki çadır gereksinimini konuştu. Topal “Maalesef cesetleri daha toplayamadık. Ceset torbası bulamadık vaktinde. Birinci günden beri diyoruz ki çadır, çadır, çadır. Vatandaşlarımızın birden fazla dışarıda. Zelzelenin 6. gününde kronik hastalığı olan bir çocuk donarak öldü. Zira çadır yok. Vatandaşlarımız perişan durumda. Binlerce bildiri geliyor. Çadır istiyorlar. Meskenleri yıkılanlara bir çadır. 20 günü geçtik ve çadır olayını maalesef biz çözemedik. Kim yardım göndermek istiyorsa çadır göndersinler, sonra besin göndersinler. Maalesef ikinci zelzele kırsal bölümdeki 2-3 katlı meskenleri de yerle bir etti. Mesela Hatay’dan göç etmek zorunda kalanlar, çadır bulamayanlarla ilgili önemli manada telefon geliyor, dışarıda kaldık, otel bulamıyoruz, kira fiyatlarında artış var deniyor. Devletin bu bahse el atması gerekiyor” dedi.

Halk Tv muhabiri Ferit Demir de canlı temasla Malatya’daki durumu anlattı: “Vatandaşlar hala STK’lar, AFAD’ın merkezlerine gittiklerinde birinci istedikleri çadır oluyor. Çadır muhtaçlığı çok fazla. Hem köylerde hem Adıyaman vilayet merkezinde fazla. İki gün evvel Malatya’da Veli Ağbaba ile Kızılay’ın konteyner üretim merkezine gittik, çekim yapmamıza müsaade vermediler lakin oradaki konteynerler özel şirketlere veriliyor. Afet durumu için konteyner stoku yapılmamış. Özel firmalar sipariş vermiş, Kızılay yapıyor. Oradaki konteynırlar rastgele bir durum için stoklanmamış üretilip özel şirketlere satılmış. Halk sıhhati tehlike altında. Asbest kanserojen içeriyor. TTB enkazların kaldırıldığı bölgede maske zorunlulu demişti. Hijyen önemli bir sorun. Asansörlü taşıma sistemi vatandaşları zahmete sokuyor. Fiyatlar artmış.”