CHP’li Yüceer’den iktidara: TBMM’ye ‘çocuk, tecavüzcüsüyle evlenebilir’ diyen önergeyi getiren sizler değil misiniz?

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, TBMM Genel Konseyi’nde kelam alarak, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesine’ ait olarak, “Kimse çıkıp ‘Münferit’ demesin, kimse çıkıp ‘Bir kez rastlanmış olması bir vakfı karalamak için münasebet olamaz’ demesin” dedi. Yüceer, AKP iktidarını, “Geleneğimizde var’ diyerek çocuk evliliklerini savunmaya çalışan sizler değil misiniz? ‘Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar. Ölecekse ana ölsün, çocuk niçin ölsün?’ diyen siz değil misiniz? Küçüğün isteği gerekçesiyle TBMM’ye ‘Çocuk, tecavüzcüsüyle evlenebilir’ diyen önergeyi getiren sizler değil misiniz?” kelamlarıyla eleştirdi.

TBMM Genel Kurulu’nda, bugün İçişleri Bakanlığı, Sıhhat Bakanlığı, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor.

Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesi üzerinde kelam alan CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer; çocuk istismarını gündeme getirdi. Yüceer’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

“Kim göz yumduysa, örtbas ettiyse lanet olsun”

“Geçtiğimiz hafta hepimiz, aklımızın almadığı, yüreğimizin kaldırmadığı müthiş bir istismar, cinsel istismar, çocuk istismarı haberini hakikaten sarsılarak izledik; utanç içinde, büyük bir acıyla okuduk bu vahşeti. Öncelikle, kim yaptıysa, kim görmezden geldiyse, kim göz yumduysa, örtbas ettiyse lanet olsun, lanet olsun nitekim.

“Birileri çocuğu korumak yerine ‘Aman vakfımız, hoca efendimiz ziyan görmesin’ refleksiyle hareket ediyorsa elbette konuşacağız Sayın Bakan”

El kadar çocuk, el kadar çocuk 6 yaşından itibaren evlilik ismi altında tüm ailesinin, etrafının gözü önünde tecavüze uğruyorsa yıllarca, on yıl evvel gittiği hekim istismarı fark edip itiraz ediyor, bu itiraz örtbas ediliyorsa ve birileri çocuğu korumak yerine ‘Aman vakfımız, hoca efendimiz ziyan görmesin’ refleksiyle hareket ediyorsa, örtbas ediyorsa kusura bakmayın, elbette konuşacağız sayın Bakan, biz konuşacağız zira çocuk susar lakin bizler konuşmak zorundayız. Bunun için siyasetçi olmaya da gerek yok, bunun için insan olmak kâfi bir şey; biz bu sorumluluğu taşıyoruz.

“Kimse çıkıp ‘Münferit’ demesin”

El kadar savunmasız, korunmasız bir çocuk incitilmiş. Kimse çıkıp ‘Münferit’ demesin, kimse çıkıp ‘Bir sefer rastlanmış olması bir vakfı karalamak için münasebet olamaz’ demesin. O konuşmasın, bu konuşmasın, kimse ‘Kendi bakış açılarıyla değerlendiriyorlar’ demesin. Allah aşkına, böylesi bir vahşetin bakış açısı mı olur? Sendeni bendeni mi olur? Ocusu, bucusu, şucusu mu olur? 

“Kimse bizden seyirci olmamızı, bu insanlık kabahatine ortak olmamızı beklemesin”

İstismarın dini, Diyanet’i, siyaseti olmaz. Bahsettiğimiz, 6 yaşında bir çocuk; sokakta oynaması gereken, okula gitmesi gereken, hayaller kurması gereken bir çocuk. Yıllarca süren bir istismardan bahsediyoruz. Şayet istismarı yüreklendiren, görmezden gelen, üstünü örten, önünü açan, yanlış siyasetler, kararlar, uygulamalar, telaffuzlar varsa, birileri hâlâ kendine yakın diye birilerini muhafazaya, savunmaya kendini zarurî hissediyorsa, kendi sorumluluklarını gizlemeye çalışıyorsa kimse bizden seyirci olmamızı, bu insanlık kabahatine ortak olmamızı beklemesin.

“Bu sorunun üstünü örtmek değil, apaçık bir formda konuşmak lazım”

Siz, bakanlıklarınız 2017’den beri dataları açıklamıyorsunuz, cinsiyet ayrımını, yaş ayrımını açıklamıyorsunuz. Oysa bu sorunun üstünü örtmek değil, apaçık bir biçimde konuşmak lazım. Kaç olay olursa olsun burada bahsettiğimizin yalnızca istatistikler olmadığını, kapanmayan yaralar olduğunu, devletin sorumluluğunda olan, onun müdafaası gereken çocukların korunamadığı gerçeğinin de altını çizmek istiyorum.

“TBMM’ye ‘Çocuk, tecavüzcüsüyle evlenebilir’ diyen önergeyi getiren sizler değil misiniz?”

Aslında tüm bunlar daha evvel de tekraren söz ettiğiniz bir zihniyetin yansıması. ‘Karaman’ örneğinde olduğu üzere kendi zihnî ikliminize yakın diye birbirinizi ezerek sorumluları aklama yarışına giren sizler değil miydiniz? ‘Geleneğimizde var’ diyerek çocuk evliliklerini savunmaya çalışan sizler değil misiniz? ‘Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar. Ölecekse ana ölsün, çocuk niçin ölsün?’ diyen siz değil misiniz? Küçüğün isteği gerekçesiyle TBMM’ye ‘Çocuk, tecavüzcüsüyle evlenebilir’ diyen önergeyi getiren sizler değil misiniz?” (ANKA)