İmamoğlu’nun hapis talebiyle yargılandığı dava hakkında neler biliniyor?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği teziyle hakkında açılan davanın yeni duruşması bugün görülecek.

Duruşma, İstanbul Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde gerçekleştirilecek.

Bir evvelki duruşmada savcı, İmamoğlu’na dört yıl bir aya kadar mahpus cezası verilmesini ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘siyasi yasak’ içeren 53. hususunun de uygulanmasını istemişti.

Anka Haber Ajansı’na konuşan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, bugünkü duruşmada şahitlerin dinlenmesi, kanıtların toplanması ve başka metodu süreçlerin tamamlanması konusunda ısrarcı olacaklarını söyledi ve bunlar yapılmadan mahkemenin bir karar vermemesi gerektiğini savundu.

Dava ile ilgili merak edilenleri inceledik.

Dava neden ve nasıl açıldı?

İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Kurulu Mahallî ve Bölgesel İdareler Kongresi’nde bir konuşma yaptı.

İBB Başkanı konuşmasında ‘seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız biçimde kullanıldığını, kampanya mühletince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir lisan kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan hareket ve uygulamalarda bulunduklarını’ söyledi.

İmamoğlu, ‘iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini’ savundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar ücretsiz değil” açıklamasını yaptı.

İmamoğlu birebir gün İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu kelamlarının hatırlatılması üzerine, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, evvel oraya bir odaklansın” tabirlerini kullandı.

Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK’nın yazılı hata duyurusunda bulunması akabinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesin tarafından kabul edildi ve İmamoğlu için mahpus cezası talep edilen dava süreci başladı.

İddianamede neler var?

İddianamede, İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’da gazetecilere yaptığı açıklamada, YSK üyelerine hakaret içeren tabirler kullandığı öne sürülüyor.

İmamoğlu’nun, “açıklama sırasında kullandığı telaffuzla YSK üyelerine alenen hakaret ettiğinin anlaşıldığı” belirtilen iddianamede, “bu kelamın, heyet üyelerinin onur, onur ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu” tabir edildi.

“İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019’da YSK tarafından iptal edildiği nazara alındığında, telaffuzun kamu vazifelisi olan ve heyet halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu konusunda tereddüt bulunmadığı” belirtildi.

İddianamede yer alan yazılı savunmasında İmamoğlu ise kelam konusu açıklamasında YSK üyelerine yönelik bir tabiri olmadığını, bu telaffuzun kimse tarafından da Konsey üyelerine yönelik algılanmadığını söz etti.

İmamoğlu’nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik, “zincirleme biçimde şura halinde çalışan kamu görevlilerine karşı misyonlarından ötürü alenen hakaret” cürmünü işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden dört yıl bir aya kadar mahpusla cezalandırılması istendi.

Duruşmalarda neler yaşandı?

Savcılık 20 Nisan 2022 tarihindeki duruşmada temel hakkındaki mütaalasını açıkladı ve mahpus cezası talep etti.

Davanın bugünkünden evvelki son duruşması 11 Kasım’da görüldü.

İmamoğlu’nun avukatları 11 Kasım’daki duruşmada reddi hâkim talebinde bulundu.

Ancak hâkim, mahkemeyi uzatmaya yönelik olduğunu söyleyerek talebi reddetti.

Savcı, Nisan ayındaki mütalaasını yineleyerek İmamoğlu’na mahpus cezası verilmesini ve hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘siyasi yasak’ içeren 53. unsurunun de uygulanmasını istedi.

Hâkim, duruşmayı 14 Aralık’a erteledi.

İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, bugünkü duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Bu celsede biz, tanıklarımızın dinlenilmesi ve öbür yolu süreçlerin tamamlanması, kanıtların toplanması konusunda ısrarcı olacağız. Buradan beklentimiz açıkçası bir beraat kararıdır” dedi.

Polat, “Hukuka uyulacaksa, adaba, maddelere uyulacaksa mahkemenin yarın [bugün] bir karar vermemesi gerek” diye konuştu.

İmamoğlu davayı nasıl pahalandırıyor?

İmamoğlu bugüne kadar yaptığı farklı açıklamalarda “hukuksuz” olarak gördüğünü belirttiği davaya reaksiyon gösterdi.

“Ahmak” tabirini kullanırken YSK üyelerini değil, kendisi için bu kelimeyi sarf eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt verdiğini söyledi.

İmamoğlu bir açıklamasında, “Hücremde bu hususla ilgili tek bir telaş, endişe, korku, hissetmiyorum fakat şu mahkemeden utanç duyuyorum. Bu türlü bir yargılama olamaz. Latife üzere. Trajikomik bir durum…Her ne olursa olacak lakin ben her şeye karşın bu ülkenin o ulu yargısına güvenmek istiyorum” dedi.

Soylu dava için ne diyor?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Kasım ayında yaptığı açıklamada, kendisinin yahut bakanlığının dava ile bir ilgisinin bulunmadığını savundu.

Soylu, “Bana açılmış bir dava değil. Benim açtığım bir dava da değil. Hatta İçişleri Bakanlığı ve bağlı hiçbir ünitesi de bu dava ile hukuken ilgili değil” dedi.

“Konunun, kullanılan sözün muhatabı YSK tarafından yargıya taşındığını” belirten Soylu, şu sözleri kullandı:

“Bu davanın yargılaması sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, dava konusu ifadesiyle şahsımı, yani İçişleri Bakanı’nı kastettiğini söylemiş, yani hakareti bana yöneltmiş.

“Ben de kendisi hakkında bu tabirinden ötürü ayrıyeten bir şikayette bulundum. Bu şikayet, YSK ile olan davadan başka olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ediyor.”